Bilişsel Davranışçı Terapi

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ (BDT)

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), araştırma bulgularıyla güçlü şekilde desteklenen bir psikoterapi türüdür. Bu yaklaşım, insanların belirli değişikliklere veya hedeflere ulaşmalarına yardımcı olur.

Değişiklikler veya hedefler şunları içerebilir:

Bir davranış şekli: daha az sigara içmek veya daha çok dışa dönük olmak gibi;

Bir duygu biçimi: bir kişinin daha az korkmasına, daha az depresif olmasına veya daha az endişelenmesine yardım etmek gibi

Bir düşünme biçimi: problem çözmeyi öğrenmek veya kendi kendini engelleyen düşüncelerden kurtulmak gibi;

Fiziksel veya tıbbi sorunlarla baş etmenin bir yolu: sırt ağrısını azaltmak veya bir kişinin doktor önerilerine uymasına yardımcı olmak gibi.

 

Bilişsel Davranışçı Terapistler genellikle geçmişten çok mevcut duruma ve çözümüne odaklanır. Kişilik özelliklerinden çok, kişinin yaşamıyla ilgili görüş ve inançlarına odaklanırlar. İşe yaramayan  yaşam biçimlerini işlevsel yaşam biçimleriyle değiştirmek ve insanların yaşamları üzerinde daha fazla kontrol sağlamasına olanak vermek, bilişsel davranışçı terapisinin hedefleridir.

 

Bu bağlamda bilişsel davranışçı terapi, bilimsel olarak test edilmiş ve birçok farklı bozukluk için üç yüzden fazla klinik çalışmada etkili olduğu bulunan birkaç psikoterapi biçiminden biridir. Diğer psikoterapi türlerinin aksine, bilişsel davranışçı terapi genellikle şimdiki zamana daha fazla odaklanır, daha fazla sınırlıdır ve daha problem çözme odaklıdır.

Aslında, hastanın yaptığı şeylerin çoğu mevcut sorunları çözmektir. Ek olarak, hastalar hayatlarının geri kalanında kullanabilecekleri belirli becerileri geliştirirler. Bu beceriler, çarpık düşünmeyi tanımlamayı, inançları değiştirmeyi, başkalarıyla farklı şekillerde ilişki kurmayı ve davranışları değiştirmeyi içerir.

Şengül Altınöz hem The Academy of Cognitive & Behavioral Therapies'ten hem de European Association for Behavioural and Cognitive Therapies'ten sertifikalı bilişsel davranışçı terapisttir.

Bilişsel Davranışçı Terapi ile ilgili sıkça sorular sorular

Bilişsel Davranışçı Terapi'de (BDT) sorunlar 5 ana alana ayrılmıştır:

  • Durumlar
  • Düşünceler
  • Duygular
  • Fiziksel Belirtiler
  • Davranışlar

BDT, bu 5 alanın birbirine bağlı olduğu ve birbirini etkilediği konseptine dayanmaktadır. Örneğin, belirli bir durum hakkındaki düşünceleriniz hem fiziksel hem de duygusal olarak nasıl hissettiğinizi ve buna karşılık nasıl davrandığınızı sıklıkla etkileyebilir.

Bir duruma tepki vermenin yararlı ve yararsız yolları vardır, bu tepki genellikle o durum hakkında nasıl düşündüğünüzle belirlenir.

BDT, kendinizi kötü, endişeli veya korkmuş hissettiren düşünceleri daha yararlı olanlarla değiştirmenizi sağlayarak hayatınızda süregelen olumsuz döngüleri durdurmayı amaçlar. BDT, problemlerinizi daha yönetilebilir hale getirerek, olumsuz düşünce kalıplarınızı değiştirmenize ve duygularınızı hissetme şeklinizi geliştirmenize yardımcı olabilir.

BDT, bunu kendi başınıza başarabileceğiniz ve bir terapistin yardımı olmadan problemleri çözebileceğiniz bir noktaya gelmenize yardımcı olabilir.

 

Bilişsel davranışçı terapi (BDT), zorluklar yaşayan insanlara yardım etmeye ve onlara mevcut düşünce ve inançlara odaklanmayı öğretmeye odaklanan kısa vadeli bir tedavi olarak etkili bir şekilde kullanılabilir.

BDT, aşağıdakiler dahil çok çeşitli koşulları tedavi etmek için kullanılır:

 

Stresle ilgili sorunlar

Depresyon

Öfke sorunları

Kaygı Problemleri

Panik ataklar

Yeme bozuklukları

Fobiler

Obsesif Kompulsif Bozukluk

Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Bipolar bozukluk

Uyku bozuklukları

 

BDT ayrıca bazen aşağıdaki gibi fiziksel sorunları olan kişileri tedavi etmek için kullanılır:

 

İrritabl (Huzursuz) bağırsak sendromu (IBS)

kronik yorgunluk sendromu (CFS)

Fibromiyalji

Kronik Ağrı Sendromları

 

BDT, bu koşulların fiziksel semptomlarını iyileştiremese de, insanların semptomlarıyla daha iyi başa çıkmalarına yardımcı olabilir.

 

Son olarak BDT yalnızca bir hastalık tanısı almış olan bireyler için değil; aynı zamanda kişiler arası, mesleki ya da romantik ilişkilerinde zorluk yaşayan her birey için uygundur.

Önemli bir ilk adım, hedefler belirlemektir. Kendinize şunu sorun: "Terapinin sonunda hangi açıdan farklı olmak isterdim?" Özellikle işte, evde, aileniz, arkadaşlarınız, iş arkadaşlarınız ve diğerleriyle ilişkilerinizde yapmak istediğiniz değişiklikleri düşünün. Hangi semptomların sizi rahatsız ettiğini ve hangilerini azaltmak veya ortadan kaldırmak istediğinizi düşünün.

Hayatınızı iyileştirecek diğer alanları düşünün: entelektüel / kültürel ilgi alanlarını takip etmek, egzersizi artırmak, kötü alışkanlıkları azaltmak, yeni kişilerarası beceriler geliştirmek, işte veya evde yönetim becerilerini geliştirmek. Terapist, bu hedefleri değerlendirmenize ve iyileştirmenize yardımcı olacak ve kendi başınıza hangi hedeflerde çalışabileceğinizi ve terapide hangileri üzerinde çalışmak isteyebileceğinizi belirlemenize yardımcı olacaktır.

İlk bir belki birkaç seans, BDT'nin sizin için doğru terapi olduğundan ve bu süreçte rahat olduğunuzdan emin olmak için harcanacaktır. Terapist, hayatınız ve geçmişiniz hakkında sorular soracaktır. Bir terapistle ilk seansınız bir danışma seansı olmalıdır. Bu danışma seansı sizi terapistle çalışmaya bağlamaz. İlk seanstaki hedefler, psikoterapinin sizin için yararlı olup olmayacağını ve bu terapistin yardımcı olup olmayacağını anlamaya çalışmaktır.

Bu seansta, özellikle sizin için önemli olan değerleri terapistle tartışmak isteyebilirsiniz.

İlk seans, terapistle çalışırken kendinizi rahat, kendinden emin ve motive hissedip hissetmeyeceğinizi belirlemeniz için iyi bir zamandır. Ayrıca terapistinize güvenebileceğinizi ve saygı duyabileceğinizi ve terapistinizin durumunuzu anladığını hissetmelisiniz. Bu aynı zamanda terapistin sizin için uygun olup olmadığına karar verme zamanıdır. Bazen bir terapist sizi sizinle daha iyi çalışabilecek başka bir terapiste yönlendirebilir.

Terapi seansınız başlamadan önce bile, terapistiniz ruh halinizi değerlendirmek için belirli formları doldurmanızı isteyebilir. Terapi seansında terapistinizin yapacağı ilk şeylerden biri, diğer haftalara kıyasla bu hafta nasıl hissettiğinizi belirlemektir. Terapistiniz size o seans için gündeminize hangi sorunu eklemek istediğinizi ve önceki hafta boyunca önemli olanları soracaktır. Daha sonra terapist, önceki seansta neyin önemli göründüğünü, hafta boyunca hangi kendi kendine yardım görevlerini yapabildiğinizi ve zorluk yaratan herhangi bir şey olup olmadığını sorarak önceki terapi seansı ile bu haftanın terapi seansı arasında bir köprü kuracaktır.

Daha sonra, siz ve terapist gündeme koyduğunuz problemi veya problemleri tartışacak ve problem çözme ve bu problemli durumda düşüncelerinizin ve inançlarınızın doğruluğunu değerlendirmenin bir uygulamasını yapacaksınız. Ayrıca yeni beceriler de öğreneceksiniz. Siz ve terapist, önümüzdeki hafta seansta öğrendiklerinizi en iyi şekilde nasıl kullanabileceğinizi tartışacaksınız ve terapist seansın önemli noktalarını özetleyecek ve sizden geri bildirim isteyecek: seansta neyin yararlı olduğu, neyin olmadığı gibi.

Anlaşılacağı gibi, bu tedavi biçiminde hem terapist hem de hasta oldukça aktiftir.

Pratik kısıtlamalar olmadığı sürece, tedavinin uzunluğu ile ilgili karar, terapist ve hasta arasında işbirliği içinde verilir. Çoğunlukla terapist, ilk seansta belirlediğiniz hedeflere ulaşmanızın ne kadar süreceği konusunda bir veya iki seanstan sonra kaba bir fikre sahip olacaktır. Bazı hastalar kısa bir süre, altı ila sekiz seans terapide kalır. Uzun süredir sorunları olan diğer hastalar aylarca tedavide kalmayı seçebilirler. Başlangıçta hastalar, krizde olmadıkları sürece 1-2 haftada bir kez görülür. Hasta ve terapist kendini daha iyi hissettiğinde ve tedaviyi azaltmaya hazır göründüğünde, terapiyi iki haftada bir, ardından üç haftada bir ve ayda bir denemeyi kabul edebilir. Seansların bu kademeli olarak azaltılması, hala terapideyken öğrendiğiniz becerileri pratik yapmanıza olanak tanır. Destek seansları, terapi bittikten üç, altı ve on iki ay sonra önerilir.

Bunun bir yolu, terapistinize psikoterapinizi bilişsel terapi okumaları, çalışma kitapları, danışan broşürleri vb. İle nasıl tamamlayabileceğinizi sormaktır. İkinci yol, her seans için dikkatlice hazırlanıp, önceki seansta öğrendiklerinizi düşünmektir. ve sonraki oturumda tartışmak istediklerinizi not edin.

Terapiyi en üst düzeye çıkarmanın üçüncü bir yolu, terapi seansını günlük yaşamınıza getirmeye çalıştığınızdan emin olmaktır. Bunu yapmanın iyi bir yolu, her seansın sonunda notlar almak veya seansı veya seansın bir özetini ses kaydına kaydetmektir. Önümüzdeki hafta sizin için neyin yararlı olacağını tartışmak için terapistin ve terapistin yeterli zaman ayırdığınızdan emin olun ve bu ödevleri yaparken ne gibi zorluklarla karşılaşabileceğinizi tahmin etmeye çalışın, böylece terapistiniz siz ayrılmadan önce size yardımcı olabilir.

Çoğu hasta, seanslara düzenli katılıyor ve seanslar arasında önerilen görevleri günlük olarak yapıyorlarsa, tedaviden sonraki üç ila dört hafta içinde semptomlarında bir azalma fark eder. Ayrıca objektif testlerindeki puanların birkaç hafta içinde düşmeye başladığını görüyorlar.

Dr. Şengül Altınöz - Psikiyatrist & Psikoterapist
WhatsApp İletişim Hattı